Değişim Kaygısı ya da Değişiklik Merakı

Yusuf İntizamoğlu
3 min readFeb 21, 2022

--

İleri, daha ileri, hep ileri peki nereye kadar? Yürümekte olduğumuz yaşam yolununun zikzakları, u dönüşleri ve geriye dönük iz sürüşlerine rağmen hiç aynı şeyi yaşamıyor oluşumuz çok ilginç. Senelerdir hissettiğimiz o hissi bile zaman geçtikçe her sorulduğunda farklı tarif etmez miyiz? Biz farkına varmasak bile değişiyoruz; fiziksel olarak, zihinsel olarak ve hatta duygusal olarak. Bilinçli değişikliklerimiz de var elbette, bir de tabi onların yarattığı değişimler.

Photo by Chris Lawton on Unsplash

Değişiklik aslında değişme durumu iken değişim bir sürece işaret eder. Bir mühendis olarak bile nasıl ki değişim yönetiminde direncin önemini dinlediysem bunu gerçek hayattaki değişime gösterdiğimiz dirençle de bağdaştırabileceğimi biliyorum. Bu dirençlerden benim için en güçlüsü kaygı. Kaygı ben dahil çoğu kimse için yeni bir şeyleri denemekten alıkoysa da merak galip gelmeyi başardığında o değişikliği yapacak aksiyonu almaz mıyız zaten? Değişikliğin getirceği belirsize duyduğumuz merak ile kaygının harmanında eğer merak ağır basarsa ya da belki içinde daraldığımız konfor alanının baskısına dayanamazsak o değişiklik için adımımızı atarız. Her değişim bir değişiklikten tetiklenmese de her değişikliğin bir değişim sürecini tetikleyeceği kesin. Bizim bu yeni adımımız ile biz de bilinmezin çekiciliğine kapılıp değişimin dalgaları arasında durulmak için çabalayacağız.

Uzunca bir girişin ardından bu yazıyı ne için yazmaya karar verdiğime geçelim. Anlayacağınız üzere bir değişiklik söz konusu ve bİr şeyler de değişim üzerine düşünmeme neden oldu. Taşınıyorum (tekrar) ve bu kez ülkeden (kısa süreliğine de olsa). Daha önce de yapmama rağmen bu sefer ucu çok daha belirsiz geliyor. Belirsizlik de çekici olduğu kadar korkutucu.

Photo by Niranjan _ Photographs on Unsplash

Eşyalarımı toplarken koltuğun altındaki kutu birden yırtıldı ve anı diye sakladığım tüm ufak tefek şeyler halıya dağıldı. New York uçak bileti, sünger bob doğum günü davetiyesi, ısırılmış kartvizit, opera biletleri, Paris kartpostalları derken birden duygular akın etmeye başladı. Her birinin bende törpülediği ya da yeşerttiği şeyler canlandı gözümde. Biraz daha cesur, daha üzgün, kalbi kırık, ağzında kalbi atan haller derken minik minik gerçekleşen değişimlerin şimdiki bende bıraktığı izleri ve yarattığı değişimleri gördüm. Sürekli ileri diye devam ettiğimiz hayatımızda bazen durup geçmişten kendimize bıraktığımız izlere bakmanın önemini farkettim. Ben aynı benin yeni beniyim. Şimdiyi yaşarken geleceği düşünüp geçmişi unuttum. Belki değişiklik yapamayacağım için emek sarfetmediğim ve gelecek olasılıklarına odaklanmayı seçtiğim için, belki de bu değişimin etkisiyle geçmişe uzak kaldığım için hiç dönüp bakmak aklıma gelmedi. Yine de bununla yüzleşmek bana sık olmasa da tekrarlamaya niyet ettiğim bir rutin verdi.

Photo by Roman Kraft on Unsplash

Şimdi bu belirsizliğe doğru malum değişiklik içn yakında bazı adımlar atacağım. Her ne kadar korkuyor olsam da bunun yaratacağı değişimin bana neler katacağı ve benden neler götürceği merakı beni zinde tutuyor. Değişikliğin değişimine direnmek yerine teslim olmayı seçiyorum yine.“Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.”, bakalım bu akışta aynı benin yeni hali nasıl olacak.

--

--